top of page
Yazarın fotoğrafıSenem Râbia

Yeni Sonbahar

Sonbahar eşiğindeki hallerimize selam olsun,

Sonbahar demişken, ne kadar istikrarlı ve süregelen ilişkiler değil mi mevsimler? Güneş’in gezegenimiz ile olan kadim dostluğunun bize yansıyan muhabbeti sanki.


Döngüleri, hatta sıradan zaman dilimlerini bile kaçırdığımız gündelik yaşam hareketliliğinde, kaybolmayalım diye bize metronom gibi düzenli ritim tutan, canım zarif döngüler.


Hadi tarihleri, teknik bilgileri bir kenara koyarak birlikte yeniden bakalım mı bugün? Yaklaşan ekinoks ile beraber, iyice beliren sonbaharı, etrafımızda olan biteni taze bir göz ve sade bir farkındalıkla tecrübe etmeye niyet edelim beraber.

Etrafımızda olan her şeyden, dışımızdaki nefesi içimize katıp sonra yeniden bırakışımız gibi sürekli bir etki aldığımız hakikatini anımsayalım. Hem de her seferinde yeniden. Solunan hava, konuşulan sesler, konular, kokular derken beş duyu organı sayesinde çevremizi tecrübe ederken bir de sürekli edindiğimiz yeni hâlller. Bulunduğumuz yaşa gelene kadar belleğin biriktirdiği eşleştirmeler ve uyaranlara daha değinmeden, en saf haliyle sadece nefes alıp verdiğimiz anlar gibi. Velev ki hiç etki almadan günümüze geldik diyelim, şimdi tertemiz bir göz ile izlesek hayatı, mevsimle birlikte sende neler değişiyor, bakabilir misin yeniden?


Dışarıda ısı, sebzeler, meyveler, kokular, ışık, renkler, bulutlar, yıldızların konumu, ayın battığı yer vs. değişirken, içinde sana neler oluyor? Sen de bu doğanın eşsiz bir parçası olduğuna göre bunca değişen şey arasında sana da bir şeyler oluyordur mutlaka. Öyle değil mi?


Uykun değişiyordur, ruh hâlin değişiyordur. En azından kıyafetlerin değişiyor. Yani hayatla birlikte, bir biçimde değişiyorsundur.


Uzun uzun felsefe yapmayacağım, endişelenmeyin sakın:) Öyle ya da böyle bir şekilde dışarıda ne oluyorsa içeride de o bir yankı buluyor kendine.


Sonbahar bir sonlanış, tamamlanış, yaprak dökümü, ayrılık, içe kapanış ve yas halini taşır. Bizden de onu görmemizi ve temizlik yapan rüzgarlarına yer açmamızı bekler. Yaz sonunda toparlanan tatil mekanları gibi, bir sonraki güneşe kadar herkes ve her şey dinlenecektir. Bize düşen bu temizliğe yer açmak olsa gerek. Peki nasıl?


Hali hazırda aldığımız verdiğimiz nefes ile bağ kurmaya, dengeyi nefes ile bedende araştırmaya başlayarak belki de. Eğer bu nefes farkındalığı ile bedenin içine yerleşebilirsek geriye zen zihni ile izlemek kalacak. O da az buçuk şöyle sanki:

Dışarıdan bize temas eden her şeyin, bedenimizde yarattığı etkiyi (Rüzgarın cildine değmesiyle tüylerinin diken diken olması gibi), duygusal katmanda açığa çıkardığı anı, hikaye, diyalog, duygu vb. ne varsa tarafsızca gözlemleyerek. Başka zamanlara ait olan ne varsa geçişlerini izleyerek çünkü bileceğiz ki nefes alıp veren ve bunun farkında olan kişi tam bulunduğu anda ve o an neler hissettiğini deneyimliyor olacak. Beliren hangi his varsa ona kapılmadan, yargılamadan, kucaklamadan, ne karşıt ne de yandaş olarak. Dışarıda olanların bedenimizdeki yankısını yalnızca gözlemleyerek. İlk kez tecrübe eden taze meraklı bir gözle her an hayatla yeniden tanışarak. Bu deneyim için ihtiyacın olan ve en yakınında bulunan en kıymetli araç bedenli olduğunu sana hatırlatan nefesin ve bu uyanık dikkatin olacak.


Daiga Ellaby, Unsplash

Peki gelelim yeniden Sonbahara, ekinokslara.. Gün ve gece eşitlenirken tüm ikilikleri de (Dualiteyi) dengeye davet eden muazzam bir zaman. Gün-gece, sıcak-soğuk, eril-dişil, sağ-sol, yumuşak-sert, başka ne varsa oldu olacak, Kış öncesi dengeyi bulacak…


Bu ikiliği dengeye davet etmek nasıl olacak?

Aldığın verdiğin nefesi hatırlayarak :)

Ayaklarını yere basa basa yerçekimiyle oynayarak.

Su ile yeniden tanışarak.

ve belki de hayatın daima bize sunduğu yaşam ve şefkat dolu nefesi, bırakırken boşaltırken zarifçe kaynağına iade ederek ,hatta beslendiğin gibi beslemeyi hayatına katarak.


Hadi ekinoks öncesi al bir derin nefes ve yumuşakça boşalt.

Senin bedeninden geçen nefes, ihtiyacın olmayanları bir ağ gibi toplasın içinden ve boşaltırken bırak. Yeni nefese yer açılırken, her an solduğun kaynağın temizleyici, yaşam dolu niteliklerine bak.


bir meyve yedikten sonra elindeki yapışıklığı hiç deniz kenarında yıkadığın oldu mu? hani dağılır kaynağa karışır parçalar. İŞte her verdiğin nefesi yaşama öylesi bir kudrete geri bırak…


Bıraktığın her nefes sana vermeyi, doldurduğun her nefes sana belki hayatında almayı, almaya yer açmayı hatırlatacak .. Belki de ilk başta alma-verme dengesi gündemin olacak.. haydi mevsimin şifasına kalbini aç..

al bir derin nefes, içeride hiç kalmayana kadar bırak.

sadece yumuşakça bırak..


Bu kaynağa zarifçe iade ettiğin nefes belki bir çok başkalarına yeni nefes olacak.

Hadi hepimiz için aç kollarını yukarı kocaman bir nefes al ve bırak.

Böylece hepimiz için kutla dolsun bu yeni sonbahar.


Senem Râbia



15 görüntüleme0 yorum

Comentários


bottom of page